top of page

DUVARLARIN SESİ ''Belene Toplama Kampı’nda Bastırılanın Dönüşü''


Burası Avrupa’nın gözden ırak utancı: Belene. Tuna Nehri’nin ortasında bir ada. Bir zamanlar balıkçılar, sürgünler ve sonrasında sistematik şiddetin hedefi olmuş binlerce insan. Bulgaristan’da komünist rejim tarafından susturulmak istenenlerin tutulduğu bir toplama kampı. Ama burası sadece geçmişe ait bir mekân değil. Hâlâ konuşuyor. Duvarları çatlaklarından sızan bir hafıza taşıyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nde doktora çalışmalarını sürdüren değerli arkadaşım Sinem Arslan, kampı ziyareti sırasında bir tanığın şu sözlerini aktardı. Bu sözler, o sessizliğe saplanan bir çığlık gibiydi:

“Bize sürekli kurban diyorlar ama biz kurban değiliz.Biz totaliter rejime kafa tutmaya cesaret etmiş kimseleriz.Kurban gibi beklemedik; tarihi değiştirmek için canımızdan vazgeçtik.Artık bizi kurban diye anmayın.”

Bu cümleler yalnızca tarihsel bir düzeltme değil. Aynı zamanda öznenin psikanalitik olarak kendini yeniden konumlandırmasıdır. Lacan’a göre özne, sembolik düzene —yani dile, yasaya, adı konulmuş dünyaya— bir “yarıkla” yerleşir. Bu yarık, onu temsil eden adın tam da temsil edemediği boşluktur. Belene’de bu boşluk, kurban sözcüğünün yetemediği yerdedir.

Kurban sözcüğü, bir pasifleştirme içerir. Şiddeti maruz kalınan bir kader gibi tanımlar. Oysa Belene’de direnenler, yalnızca hayatta kalmayı değil, karşı koymayı seçmişti. Bu, Lacan’ın “arzu öznesi” olarak tanımladığı figüre yakındır: kendi arzusunu üstlenen, ona sahip çıkan bir özne.


Gerçek Susmaz: Bastırılanın Dönüşü

Belene, yalnızca bir fiziksel hapishane değil; söylemden dışlananın mekânıydı. Lacan’ın "Gerçek" dediği şey, tam da temsil edilemeyenin, sembolik düzene sığmayanın alanıdır. Bastırılan şey geri döner — hem bireysel hem de kolektif düzeyde. Duvarlardaki sıva çatlaklarında, paslı kapılarda, kırık döşemelerde o bastırılanın izleri vardır.Bu yüzden Belene'ye bakmak, sadece geçmişe değil, o geçmişin hâlâ bugünde nasıl konuştuğuna da kulak vermektir.

Bir odada, ortasında büyümüş ama kurumuş bir ağaç var. Toprak yok, su yok, güneş yok. Yine de bir şekilde oraya tutunmuş. Belki de o ağaç, psikanalitik anlamda bir "travma nesnesidir". Herkesin görüp geçtiği ama gözünü çeviremeyeceği bir Gerçek olarak orada durur. Ne simgeselleşebilir ne de tümüyle yok edilebilir.

Ağacın kurumuş gövdesi, geçmişin “konuşulamayan” kısmı gibidir. Ama yine de oradadır. Bir sessizlik formu içinde konuşur. Tıpkı travmatik anıların dil-dışı yankısı gibi.


Özneleşmenin Politik Biçimi: Adını Geri Almak

Belene'nin "mağdurları" aslında bizden başka bir ad istiyorlar. Kurban değil, direnişçi olmak. Bu da Lacan’ın sıkça vurguladığı bir başka meseleyle ilgilidir:Adını geri almak.Özne, simgesel düzende ona verilmiş adları sorgulayıp yerine kendi adlandırmasını koyduğunda gerçekten konuşmaya başlar.

Belene’de konuşan her tanıklık, kurban söylemini yerle bir eder. Çünkü o tanıklıklar, geçmişi temsille kurtarmaz, onu dönüştürür.Lacan’ın dediği gibi:

“Travma temsil edilemediği için değil, temsil edilmeden geçilemediği için tekrarlanır.”

Ve bu tekrarın kırılma anı, Belene'de hâlâ süren bir mücadeledir. Bir anma değil, bir karşı-hatırlayış.


Bugünden Geriye Baktığımızda

Belene sadece bir harabe değil. Aynı zamanda geleceği taşıyan bir mekândır. Çünkü temsil edilemeyen her travma, bir gün başka bir bedenle, başka bir sözle, başka bir ziyaretle yeniden gelir.Ve duvarlar, o sesi taşır.

Bugün Sinem Arslan’ın aktardığı o cümle —“Biz kurban değiliz”— sadece geçmişin değil, şimdi'nin de mücadelesidir. Çünkü her bastırılan hikâye, başka yerlerde yeniden bastırılır. Ve her bastırma, aynı zamanda özgürleşme ihtimalinidoğurur.





Not ve Teşekkür:Bu yazının oluşmasına katkı sağlayan, Belene Toplama Kampı’nı bizzat ziyaret ederek hem görsel hem de sözlü tanıklıkları paylaşan sevgili arkadaşım Sinem Arslan’a en içten teşekkürlerimi sunuyorum.Aktardığı sözler, sadece bir anıya değil, bastırılmış bir hakikate kulak vermemize vesile oldu. Paylaştığı fotoğraflar ise bu hafıza mekânını bugünün diliyle yeniden düşünebilmemizi sağladı.

Kendisini X'den @snm_arslann hesabından takip edebilirsiniz.

 
 
 

Comments


İLETİŞİM

Benimle hulya.filipov@gmail.com adresinden iletişime geçebilirsiniz.

 


Yüz yüze & Online

Şişli/ İstanbul

  • Instagram
  • LinkedIn
  • Facebook
  • Twitter

© 2018 Hülya Filipov . Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page